Kaç yaşında olursa olsun çocuklar yaş ve olgunluk seviyelerine göre, cinsiyet ve cinselliğe karşı merak duyarlar ve anne babasıyla rahat iletişim kurabilen, cevap alabileceğine güvenen çocuklar bebeğin oluşumu ve doğumuyla ilgili sorular sorarlar. Anne babalarının tepkisinden çekinen çocuklar ise, arkadaşlarından öğrenme yoluna gider veya sessiz kalırlar.
Ebeveynlerin bu konuda rahat olmaları ve çocuklarıyla konuşabilmeleri önemlidir. Çünkü arkadaştan alınan eksik, yalan yanlış bilgiler çocukların cinsel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Anne babaların çoğu bu konuda çocukla konuşulması, bilgi verilmesi gerektiğini düşünür ancak çoğu bu konuda nasıl konuşacağını, ne kadar bilgi vereceğini bilemez ve sessiz kalmayı tercih ederler.
Çocukların sorularını kısa kelimelerle geçiştirmek onların merakını gidermeyeceği gibi, daha çok ilgi duymalarına neden olur. Bazı ebeveynler çocuklarının tüm sorularını yanıtlayabilecek durumdadır fakat konuyu nasıl açacaklarını bilemedikleri için, çocuklarının sormasını beklerler.
Kız çocuklarında regl başlangıç dönemi
Çocukların cinsiyet ve cinsellikle ilgili konuları merak etmesi ve bu konuda sorular sorması, bilgi istemesi son derece doğaldır. Bu konuda endişelerini konuşacağı, danışacağı kimsenin olmaması daha büyük sorunlar yaratabilir. Örneğin regl dönemi ile ilgili bilgisi olmayan bir genç kız, ilk regl olduğunda paniğe kapılabilir, yetiştirilme tarzına göre kendisini cezalandırılmış sanabilir veya cinsel organında bir anormallik olduğunu düşünebilir.
Bu konuda konuşmak çok doğaldır ve ne ayıp, ne de günahtır. Her konuda olduğu gibi çocuk anne babasına bu konuda da sorular sorabilmeli ve yaşına,gelişim düzeyine uygun cevaplar alabilmelidir. Böylece bedeni, sağlığı ve cinsel gelişimi ile ilgili doğru bilgi sahibi olabilecek, endişe ve korku duymayacaktır. Anne babaların çocuklarıyla konuşabilmeleri, olası bir sorun veya kaygıyı da fark etmelerine olanak sağlar. Çoğu zaman anne babanın olumlu tutumları çocuğun cinsel kaygılarının, sorunlarının çözülmesine yardımcı olur ancak, konuşmanın yeterli olmadığı bazı durumlarda da bir doktor, psikolog veya pedagogdan destek alınmalıdır.
Genellikle babalar daha geri planda kalmayı tercih etse de, en etkili konuşma anne ile kız çocuk ve baba ile erkek çocuk arasında olandır. Bilginin saklanması veya olağanüstü bir durum gibi paylaşılması çocuğun hem daha çok merak etmesine hem de varsa kaygısının atmasına neden olacaktır. Çocuğun bu konuda da rahatlıkla konuşabilmesi, arkadaşlarından öğrendiklerini evde tartışabilmesi, anne babaya çocuğun yanlış bilgisini düzeltme, eksik bilgisini tamamlama şansı verecektir.
Anne babasıyla rahat konuşamayan ergenler, bu bilgileri çeşitli dergilerden, kitaplardan vb öğrenme yoluna giderler. Bu durumda çocuğun yararlandığı kaynakların izlenmesi, uzman elinden çıkmış doğru kaynaklar olması sağlanmalıdır.
Cinsel eğitim için belirlenmiş bir yaş yoktur.
Çocuk konuya ilgi duyduğu zaman bilgi verilebilir. Önemli olan yaşına ve gelişim düzeyine uygun bilgiler vermek ve sorduğu kadarını açıklamaktır. Çocuğu geçiştirmeden, net ve sade bir dille merakını gidermesine yardımcı olmak gerekir. Çocuk bilgiye hazır olmadan konuyu açmak, henüz sormadığı, merak etmediği konularda bilgilendirmek ona yarar sağlamayacağı gibi aklını karıştıracaktır.
Okul öncesi dönemde çocuk bedenini, kendi cinsel organını keşfettiği, zaman, kız-erkek farklılığı konusunda bilinçlendirilmelidir. 3 yaşında bir kız çocuğu “neden benim pipim yok” diye ya da 4 yaşında bir erkek çocuk “yaramazlık yaparsam, benim pipimi de Selin’in ki gibi keserler mi” diye sorabilir. Bu sorular mutlaka doğru bir şekilde cevaplanmalı ve çocuğun korkutulmamalıdır.
Ergenlik dönemine girerken çocuklar, bedenlerinde oluşacak değişiklikler konusunda bilgilendirilmelidir. Kızlara göğüslerin büyümesi, kalçaların şekillenmesi, tüylenme, regl olma gibi değişimler erkeklere ise sesin kalınlaşması, cinsel organın büyümesi, kıllanma gibi değişimleri anlatılması gerekir. Bütün bunların hormonal gelişmeye bağlı olduğu, karşı cinse ilgi duymanın normal olduğu ve temizliğin, öz bakımın önemi açıklanmalıdır. Böylece ergenin yaşadığı değişim yüzünden kaygılanması, bu konuda bunalıma girmesi engellenmiş olur.

Hiç soru sormayan çocuklara da mutlaka bilgi verilmelidir.
Bunun için, uygun zaman takip edilip örneğin aileye yeni bir bebeğin katılması, yakın çevrede bir hamilenin bulunması veya bir gazete haberi, resim..gibi durumlar kullanılabilir. Önemli olan çocuğu utandırmadan merakını gidermek ve doğru bilgilendirmektir.
Okul öncesi dönemde çocuklar en çok kız-erkek farklılığı, hamilelik, doğum ve anne-baba ilişkisini merak ederken ergenlikte kız-erkek arasındaki bedensel farklılıklar, cinsel kimlik, hamilelik, korunma, eşcinsellik gibi konuları merak ederler.
Ailenin tercihi ne olursa olsun, çocuğun çıplaklık ile ilgili bazı davranışları hoşgörü ile karşılanmalıdır.
Bir yaş civarında çocuklar bedenlerini keşfetmeye başlar, aynada kendini seyreder. 2-3 yaşlarda giyinmeyi reddeder, çıplak dolaşmak ister. Göbeğiyle, cinsel organıyla oynamak ister. Kendi bedenlerini keşfettikleri bu dönemde anne-babasını çıplak görmek, dokunmak isteyebilir. Karşı cinsten bir çocuğun cinsel organını ilgiyle izleyebilir. Bu yaşlarda kendi cinsiyetine ve karşı cinse ilgi duymaya başlar. Çocuğun önünde çıplak gezmeyi öneren veya yasaklayan bir kuram yoktur. Uygun olan davranış, her ailenin kendi ahlak ve eğitim anlayışına uyan modeli seçmesi ve sürdürmesidir. Ailenin tercihi ne olursa olsun, çocuğun çıplaklık ile ilgili bazı davranışları hoşgörü ile karşılanmalıdır. Odasında giyinen annesini veya banyoda soyunan babasını, kapı aralığından merakla gözetleyen çocuk azarlanmamalı, çocuğun merakı ayıplanmamalı, sorduğu sorulardan ötürü çocuk cezalandırılmamalıdır, aksine çocuğun merakını dile getirmesine fırsat yaratılmalıdır.
3-4 yaşlarda oynanan evcilik, doktorculuk gibi oyunlarla çocuklar kız-erkek farklılığını iyice kavrar ve sorular sormaya başlar. Kız çocuk neden babası veya erkek arkadaşı gibi ayakta çiş yapamadığını, annesinin memelerinin babasınınkilerden neden daha büyük olduğunu vb sorar. Böyle bir durumda kız ve erkeklerin cinsel organlarının birbirine benzemediğini, bu nedenle farklı çiş yaptıklarını açıklayabilir. Büyüdükçe bedenin de büyüyeceği ve erkeklerin baba, kızların anne olacağı ve bebeğin memeden gelen sütle besleneceği ve bu yüzden annelerin memelerinin daha büyük olduğu açıklanmalıdır. Bu açıklamalar genellikle 2-4 yaş çocukları için yeterlidir.
Cinsiyet farkını kavrayan çocuklar bebek oluşumu veya anne karnından nasıl çıktığını merak ederler.
Çevrede hamile biri yoksa bir resim gösterilerek bebeğin anne karnında özel bir yerde büyüdüğü ve korunduğu anlatılabilir. Başlangıçta mercimek kadar küçük olduğu, 9 ay boyunca yavaş yavaş büyüdüğü ve bu nedenle annenin karnının da büyüdüğü, belli bir boy ve kiloya geldiğinde de annenin karnının altında bulunan bir delikten, doktor tarafından dışarı çıkarıldığı açıklanmalıdır.
Bazı çocuklar ayrıntıları öğrenmek isteyebilir. Yaşına uygun biçimde ve anlayabileceği bir dilde fetüsün büyüme aşamaları, bebeğin anne karnındaki duruşu, onu koruyan tabaka, göbek kordonu ve işlevi,anlatılabilir. Bazı çocuklar hamile kadının karnına dokunarak bebeğin hareketlerini izlemek isteyebilirler. Merakları dindirilemeyen çocuklara, hamilelik aşamaları ve doğum olayı fotoğraflarla veya şemalarla somut bir biçimde gösterilmelidir.
Çocuklar bazen bebeğin oluşumunda babanın işlevini sorabilir. Bebeğin oluşumu için gerekli tohumlardan birinin anne, diğerinin baba tarafından sağlandığı anlatılmalıdır. Bu anlatım çocuğun merakını bir süre için tatmin eder ancak 9-10 yaşındaki çocuğun tekrar soru sormasını engelleyemez. Büyüdükçe bir çocuğa, daha önceki yıllarda kendisine anlatılmış olan tohumun ne olduğunu, üremenin nasıl gerçekleştiği, sperm ve yumurta kavramları, döllenme olayı anlatılmalıdır. Sorularına cevap alan çocukların artık bu konuda soru sormadığı, sorularının başka alanlara kaydığı görülür.