Soma katliamının yaratmış olduğu travma ve şok durumunu, özel olarak da çocukların hangi psikososyal süreçlerde yaşayacakları, nasıl korunmaları gerektiği, önlemlerin ve müdahalelerin neler olacağını Klinik Psikolog Dr. Hivren Özkol ile konuştu.
Özkol, programa Soma’nın yarattığı tahribatın Van ve Gölcük depremleri gibi doğal afetlerden daha farklı olduğunun vurgulanması gerektiğini söyleyerek konuşmasına başladı. Soma katliamının insan eliyle hayata geçirildiğini ve bunun etkilerinin de daha farklı olacağını dile getiren Özkol, her travmanın politik olduğunu ve travmayı aşmanın ilk ve en önemli koşulunun bunun bir daha olmayacağına kişinin inanması olduğunu ifade etti. Özkol, yetkililerin çocuklar ve yetişkinlerin çalışma koşulları noktasında oldukça ikna edici önlemler alması gerektiğini de vurguladı.
Soma’da yakınını yitiren çocukların uyku, iletişim, yaşama isteksizlik gibi davranışlar sorunlar yaşayabileceğine dikkat çeken Dr. Hivren Özkol, çocukların yaş dönemlerine uygun olarak farklı tepkiler verebileceklerini, müdahalelerin de bu yaş dönemlerine uygun yapılması gerektiğini belirtti.
Soma’da özellikle çocuklar için yapılacak çalışmaların yas süresine müsaade edildikten sonra (yaklaşık bir ay) sistematik bir biçimde yapılmasının önemini ifade eden Özkol, okulda öğretmen ve idarecilerin bilinçli davranması gerektiğini, gönüllü dayanışma süreçlerinde çocukların duygularını ifade edebileceği atölye çalışmaları kurmak gerektiğini de sözlerine ekledi.
Programda son olarak medyanın, ailenin ve öğretmenlerin çocukların ruh sağlığı için sorumluluk sahibi olduğu konuşuldu. Katliamı ajite edici görsellerden uzak durulması gerektiği dile getirildi.